Tennessee Devlet Amfibi Nedir?

Tennessee mağara semender, Tennessee eyaletinin amfibidir. 1995 yılında 99. Genel Kurulun Kamu Bölüm 367'sine resmi statü verildi. Amfibi, kirli nehirlere ve akıntılara karşı oldukça hassastır ve sadece kirlenmemiş kaynaklarda bulunabilir. IUCN, su kütlelerinin bozulması, susturma, taşkın, kirlilik ve lavaboların batması nedeniyle türleri savunmasız olarak sınıflandırmaktadır. Yaşam alanları yaklaşık iki düzine alanla sınırlıdır, ancak çoğu mağara sistemlerinde bulunur. En büyük nüfus Tennessee'deki Muhallebi Mağarası'nda bulunur, ancak nüfus azalmaktadır. Bu nedenle, IUCN ve Milli Park Servisi, su havzalarının ve mağaralara akan akıntıların korunmasına öncülük etmektedir.

Salamander'in özellikleri

Tennessee mağara semenderinin kaplama rengi neredeyse beyazdan pembemsi, morumsu veya lekeli koyu kahverengiye kadar değişir. Üç dış solungaç, düz, geniş bir kafa, kuyruk yüzgeci ve küçük kapaksız gözleri var. 4 ila 9 inç arasında ölçüm yapıyorlar ve Alabama, Georgia, Kuzey Carolina ve güney-merkez Tennessee'deki güney Cumberland Platosu ve Appalachian Dağ sıralarında oturuyorlar. Karanlık, bozulmamış mağaraları tercih ederler, ancak bataklık alanlarda bulunabilirler. Semenderler amfipodlar ve küçük su omurgasızları ile beslenir. Paedomorfiktirler, yani yaşam süreleri boyunca larva aşamasında kalırlar, ancak birkaç kişi tam bir metamorfoz geçirebilir. Üreme süreçleri az bilinmektedir, ancak üreme organları vücutta gelişir. Yumurtaları diğer semender türleri gibi suya ya da nemli yerlere bıraktıklarına inanılıyor. Larvalar suda gelişir ve dış solungaçlardan nefes alır.

Koruma Durumu

1995-1999 yılları arasında yapılan bir araştırma, mağarada türlerin gelişmesi için uygun bir ortam sağlamasına rağmen, Tennessee'de semenderin yaşaması beklenen on iki mağaradan beşinin ıssız olduğunu ortaya koydu. Semenderler, yaşam alanlarını genişletmek amacıyla bu mağaralara yerleştirildi. Ulusal Park Servisi ve koruma gruplarının çabalarına rağmen, IUCN semenderleri savunmasız olarak sınıflandırıyor. Yaşam alanlarının çoğu korunan federal ya da eyalet parklarında bulunur, ancak düşüşleri küresel ısınma, kirlilik, çevresel bozulma, bozulma ve su baskınlarına bağlanır.