Su Polar mı, Polar Olmayan mı?

Polarite Nedir?

Kutupluluk, elektrik, manyetizma ve elektronik sinyallemede kullanılan bir terimdir. Kimyada polarite, elektronların paylaşımından dolayı atomlar arasındaki bağların oluşumunu açıklar. Polar moleküller, atomlardan biri bağdaki elektronlar üzerinde daha güçlü bir çekici kuvvet uyguladığında ortaya çıkar. Aslında, atomlar diğer atomdan daha hafif bir yük dengesizliğine yol açan o atoma doğru çekilir.

Polarite Nasıl Belirlenir?

Kutupluluğun belirlenmesi elektronegatiflik olarak bilinen bir kavramla yapılır. Elektronegativite, bir atomun kimyasal bir bağda elektronları çekme eğilimini ifade etmenin bir yoludur. Söz konusu atomların elektron olumsuzluklarındaki farkın alınmasıyla hesaplanmaktadır. Fark 0, 4 ile 1, 7 arasındaysa, bağ polar olarak tanımlanır. Fark 0, 4'ün altındaysa, bağ polar olmayan bir kovalenttir. Bunun anlamı, elektronların atomlar arasında eşit şekilde paylaşılmasıdır. Aksine, fark 1, 7'nin üstünde ise, bağ iyonik bir karakter içerir.

Su Polaru mu yoksa polar değil mi?

Su kutupsal bir moleküldür, çünkü eşit olmayan bir elektron paylaşımına sahiptir. Su, kimyasal olarak H20 olarak yazılmıştır, yani hidrojen ve oksijen atomlarından oluşur. Hidrojen Periyodik Tabloda bir numaradır, oksijen ise 14'dür. Sonuç olarak, oksijen yapılandırması 2.8.4 iken, hidrojen 1'dir. İki hidrojen atomu bir oksijen atomuyla birleştiğinde, dört elektrondan ikisi oksijen, sudaki güçlü bağı oluşturur. Sonuçta ortaya çıkan etki, iki elektron kullanılmadığı için eşit olmayan bir elektron paylaşımı olmasıdır. Hidrojen ucu kısmen pozitif hale gelirken oksijen ucu kısmen negatif olur. Ayrıca, oksijen atomu daha güçlü bir çekici kuvvete sahiptir, dolayısıyla ona daha fazla atom çekmektedir. Daha sonra, molekül içinde yük dengesizliği ortaya çıkar. Suyun yanı sıra, hidrojen florür de polar bir moleküldür.

Suyun aksine, polar olmayan moleküller iki durumda ortaya çıkar. İlk olarak, elektronların atomlar arasındaki eşit paylaşımından dolayı olabilir. İkincisi, kutupsal bağların simetrik olarak bor triflorür (BF3) gibi daha karmaşık bir moleküle düzenlenmesi nedeniyle olabilir. Dikkat edilmesi gereken önemli bir gerçek, kutup bağları olan her molekülün kutupsal bir molekül olmamasıdır. Bu senaryonun bir örneği karbondioksit (C02) 'dir. Karbondioksit, geometrisi doğrusal olduğu için polar olmayan bir moleküler oluşturmaz. İki dipol momenti, net moleküler dipol momenti olmamasına neden olacak şekilde birbirini iptal eder. Polar olmayan bileşiklerin örnekleri, yağ ve benzindir.

Suyun Polaritesi Neden Önemli?

Suyun polaritesi suyu özel bir madde yapar çünkü suyun bazı özelliklerine katkıda bulunur. Eşsiz özellikleri yoğunluğunu, maddeleri çözme kabiliyetini ve molekülleri sıkıca bir arada tutan güçlü bağlara sahip olmasını içerir. Suyun bu özellikleri, yaşamı sürdürmenin temel işlevini yerine getirmesini sağlar.

Suyun Maddeleri Çözme Yeteneği

Su hem pozitif yüklü hem de negatif yüklü iyonlara sahip olduğundan, maddeleri çözebilir. Örneğin, kimyasal olarak Sodyum Klorür adı verilen tuz genellikle suda çözülür. Olan, su moleküllerinin pozitif yüklü uçlarının negatif yüklü klorür iyonlarını çekmesidir. Öte yandan, negatif yüklü uçlar, pozitif yüklü pozitif sodyum iyonlarını çeker. Tuzu suya batırmak, Sodyum Klorür iyonlarının su molekülleri tarafından ayrılmasına yol açar. Dolayısıyla, tuz suda çözülür.

Dondurulmuş Suyun Yoğunluğu

Buzun yoğunluğu normalde suyun üzerinde olduğundan buzda kayan sudan daha düşüktür. Bunun nedeni, donmuş sudaki su moleküllerinin birbirlerinden daha uzak olmaları ve birbirlerine sıkıca hidrojen bağı ile tutulmasıdır. Bu nedenle, soğutma sıcaklıkları su yoğunluğunun artmasına ama sadece dört santigrat dereceye kadar yükselmesine neden olur. Bundan sonra, yoğunluk azalır ve sıfıra veya altına düştüğünde sudan daha hafiftir. Buz daha sonra suda yüzebilir ve böylece deniz yaşamını destekleyebilir.

Sudaki Güçlü Bağlar

Su moleküllerini bir arada tutan güçlü bağlar, benzersiz fiziksel özelliklerine katkıda bulunur. Sıkıca tutulan moleküller suyun çok yüksek kaynama ve erime noktalarına neden olur.